Thursday 30 October 2008

Alt Sınıflarıma Mektup 3

Selamlar

Ben Halil ibrahim ONAY, BTP bölümü programlama dalı mezunuyum ve DGS ile bilg. mühendisliğine geçiş yaptım. 2 yıllığa geliş amacım programlama veya başka bir alanda(grafik/web/donanım) kendimi geliştirmek değil sadece DGS ile mühendisliğe geçiş yapmaktı. Önceden programlamayla alakalı bir geçmişim olduğundan programlama derslerine pek de gereken özeni göstermedim.

Benim tavsiyelerim ayrıntıdan çok genel anlamda olacak. Bence bir programcının öğrenmesi gereken tek şey programlama mantığıdır. Hangi dil kullandığı farketmez ve işin koda dökülümü en son plandadır. Zaten bir veya birden fazla dil bilen birisinin o dilleri kullanmadığı sürece o dilde kullanılan terimler unutulur ama eğer o kişi programlama mantığını kapmışsa bu unutulanları pek de önemsemez. Benim görüşüm temel programlama C ile öğrenilir ve bu yeterlidir. Daha sonrasında diğer dilleri öğrenmekte pek fazla zaman kaybedilmez. Dil önemli değil dedim ama her dilin kendine ait önemli farkları vardır. Temel öğrenildikten sonra lazım olacaksa bunlar öğrenilmelidir.

Sevdiğim bir söz var: "If you want something done, do yourself." Yani birşeyin olmasını istiyorsanız kendiniz yapın. Karşılaştığınız problemlerin üstesinden kendi başınıza gelebilirsiniz. Buna inanırsanız 2. bir kişiye gerek olmayacaktır. Araştıran biri olun, merak edin. Karşınıza çıkan engelleri ilk fırsatta başkalarına yöneltmeyin. Araştırın, araştırın, araştırın. Derslerinize gelen hocaların verdiği cevaplar sizi hemen tatmin etmesin. Kendi kendinize yetmelisiniz. Öğrendiklerinizin devamını getirin, derste kalmasın. Bu herkesin yapabileceği bir iş değildir, merak ve sabır gerektirir ki bunların olması o kişinin yolunu bulabilmesi için yeterlidir.

DGS düşünenler ve düşünmeyenler için ayrı ayrı tavsiyelerim olacak. DGS ile geçiş yapmayı düşünenler öncelikle ders notlarını yüksek tutmalılar. DGS'yi düşünenler programlamaya çok da ağırlık vermemeliler. Derslerde istenilen ödevleri, projeleri kendinizi zorlamayacak ve istediğiniz notu alabilecek şekilde yapmalısınız. Projelerden ve ödevlerden yüksek not alabilmeniz için dersini aldığınız hocayı iyi tanımalı ve nelere dikkat ettiğini en başta öğrenmeli ona göre sade bir biçimde istenilenleri yerine getirmelisiniz. Buna bir çeşit göz boyama diyebiliriz. Yani programlama ana amacınız değil 2.planda olmalı.

DGS'yi düşünenler eğer meslek lisesi çıkışlı ve matematiği iyi derecede değilse okulla birlikte ara sıra matematik konularını çalışmalı ve matematik üzerine yoğunlaşmalıdır. 2. sene DGS heyecanı üzerinizde olacaktır. Sınav için eksik konularınızı düşünüp ona göre erkenden çalışmaya başlamalısınız. Eğer benim hem türkçem hem de matematiğim iyi diyorsanız size son 1 ay dgs denemeleri çözmek yeterli gelecektir.

DGS ile geçiş yaptınız ama iş burda bitmiyor. Mühendislikte karşınıza programlama ile alakalı dersler çıkacak. Buna hazırlıklı olmak için mutlaka 2 yıllıkta programlamanın temelini iyi öğrenmelisiniz.

DGS'yi düşünmeyenler mümkün olduğunca piyasada kullanılan yaygın dilleri şimdiden öğrenmeye başlamalılar. Temel programlama mantığından söz etmek bile istemiyorum. Kesinlikle iyi derecede olmalı ve bunun üstüne piyasada istenilen diller öğrenilmeli. İnternette yapılmış hazır programlar ve projeler takip edilmeli. Başta taklit de olsa benzerleriyle uğraşılmalı ve mümkün olduğunca optimize olmuş bir kod bilgisi geliştirilmeli. Bu işte iyi olabilmek için kendi kendinize yetmelisiniz. Sorularınızı hocalara değil kitaplara veya internete sorun. Bir konuyu merak ediyorsanız mutlaka internette araştırın ve size yetecek derecede bilgisayar terimleri ağırlıklı bir ingilizce bilginiz olsun. Sınavlar ve ödevler kendiniz için bir değerlendirme olmamalı. Hocaların görüşlerini ve tavsiyelerini dinleyin ama istediklerini değil kendi hayal ettiğiniz şekilde öğrenip uygulayın.

Önünüzde X kadar bir zaman var ve siz birşeyler yapsanız da yapmasanız da bu X kadar zaman geçecek. Pişmanlığa yol açmayacak bir şekilde zaman değerlendirmesi yapın.

Yolunuz açık olsun

Alt Sınıflarıma Mektup 2

Alt sınıflara mektup :D



Merhaba arkadaşlar, BTP/BP Mezunu ve bir bilgisayar programcısı olarak sizlere birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Başta şunu söylemeliyim ki programcılık zevkli olmakla birlikte sıkıntılı bir meslektir. Ama elde edeceğiniz başarılar sıkıntıların ödülü olarak bir zevke dönüşür. Başarı aslında zor bir şey değildir, eğer hayal ettiğiniz şeyi yapabiliyorsanız o işte başarılı olmuşsunuz demektir. Ve aslında farklı olmak esastır, başarılı gördüklerimizin yaptığını değil de yapamadığını yapmaktır asıl başarı. Meslek hayatınızda da sizden aynen bunu isteyecekler. Farklı fikirler, farklı düşünceler, olaylara bakış açınız, iş görüşmelerinde önemli rol oynayacaktır. Hatta birçok yazılım firması iş başvurularında ve mülakatlarda adaylarını yazılı ve sözlü sınava tabii tutarak adayın düşünce yapısı, problem çözümünde izlediği yol, olayların üzerinizde bıraktığı etki ve bunlara yapacağınız yorumları göz önüne alarak karar veriyorlar.

Son yılda öğreneceğiniz her şey meslek hayatınızın büyük bir bölümünde kullanacağınız bilgilerin tümünü içeriyor. Bu süre içinde öğreneceğiniz her bir şeyin meslek hayatınızda size büyük katkısı olacaktır. Bu süreyi çok iyi değerlendirip “+ birşeyler +” yapmalısınız ki ilerde başarılı bir programcı olabilesiniz. "birşeyler” değişkeninin değerini sakın null bırakmayın. Öğrendiğiniz her şeyi bu değişkene eşitleyin (+=) değeri arttıkça programcılığa doğru bir adım daha atmış olacaksınız. İş başvurularında sizden birşeyler istediklerinde işe yarar bir “değeri” olsun ki işleme girdiğinde hatalarla karşılaşmayasınız.

Derslerde öğrendiğiniz çok kıymetli bilgilerin unutulmaması için boş vakitlerinizde küçük uygulamalar yaparak bilgi hazinenize ve gelişiminize katkı sağlayabilirsiniz. Önemsiz gibi görünse de aslında birçok faydasını göreceksiniz. Şunu söylemeliyim ki ben birçok şeyi bu sayede öğrendim. Bilmediğiniz herhangi bir şeyi öğrenmenin en verimli yolu uygulama yapmak ve konuyu araştırarak farklı kaynaklardan farklı yöntemleri kullanmaktır. Ders takibi ve gün sonunda en az bir kaç saatlik tekrar öğrenmeyi hızlandıracak ve problem çözme yeteneğinizin gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Özellikle hata yakalama ve çözümü konusunda kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Programcılıkta başarılı olmanın önemli unsurlarından biriside devamlılıktır. İnanç, özgüven ve sabır bu üç şey devamlılığınızı sağlayacak ve elde ettiğiniz güçle birçok işi kolaylaştıracaksınız. Bir işi yapabileceğinize inanmak, kendinize güvenmek ve sabırla ısrar etmek. Aslında bütün melese bu üç şey üzerine kurulu.

Bu sene bazı derslerden projeleriniz olacak. Ya da ödevler diyelim fark etmez. İşte birşeyler öğrenmek için büyük bir fırsat. Ödevi aldığınız gün programı kafanızda kurgulamaya başlayın. Nasıl yaparımı hangi yöntemleri kullanırım… Ve daha sonra bu programa neler ekleyebilirim diğerlerinden nasıl farklı kılabilirim. Veya daha nasıl kullanılabilir hale getirebilirim, güvenliğini nasıl arttırabilirim. “Programı yazdıkta nasıl? ları mı kaldı” demeyin. Eğer o nasıl? lar size “birşeyler” kazandırmışsa kendinize ödüllendirin bile. Yapamadınız olmadımı? Araştırma yapmak için bir fırsat! Google amca en büyük yardımcınız. Ve hocalarınıza sormaktan çekinmeyin. Ödev ve proje konusunda çok titiz olun. Çok samimi söylüyorum gerekirse uyumayın. Çünkü bütün sermayeniz önünüzdeki 1 yıl. Bu süre inanın çok değerli ve zaman aleyhinize işliyor…

Mezun olduktan sonra birçoğunuz iş hayatına atılacaksınız. Özellikle stajdan sonra işbaşvurularıyla meşgul olacaksınız. Arkadaşlar eğer referans gösterebileceğiniz bir projeniz yoksa işe alınma ihtimaliniz maalesef çok düşük. En azından aktif bir web sitenizin olması şart gibi. Çünkü işverenin sizi tanıyabilmesi için referans çok önemli. Proje ve ödevlerinizde bunu göz önünde bulundurup programınızı ona göre şekillendirmenizi tavsiye ediyorum.

Aslında ilk önce söylenmesi gereken şeyi şimdi söylüyorum. Sizin birde proje dersleriniz var öyle değimli :) Ah ah keşke zamanında daha ciddi olsaydım ve önemini kavrayabilseydim. İnsanoğlu elindekinin kıymetini onu yitirdikten sonra anlar ya. Ama demedi demeyin inanın proje dersleriniz şuan pırlanta değerinde. Şuan bir firmada yazılımcı olarak görev yapıyorum ve çalıştığım ortamın tek eksiği takım arkadaşım ve Zeliha hocam. Aslında benim proje derslerim bitmedi hala devam ediyor. Aynı okuldaki gibi araştırma yapıyorum, danışıyorum, soruyorum… Okulda başlamıştım kaldığım yerden devam ediyorum derslerime. Hiçbir farkı yok :)

Son olarak; inanç ve büyük bir hevesle başladığınız bu yolda aynı istikamete doğru :) azim ve kararlılıkla devam etmenizi diliyorum. Eğer hedefiniz zirveler ise çok çalışmak gerektiğini biliyorsunuzdur, ne demiştik inanmak, özgüven ve sabır.

Allah yolunuzu açık etsin.



-----------------------------
Kazım Aydın

Alt Sınıflarıma Mektup 1

Soruların hiç bitmediği bu meslekta daha iyi bilenlere sorular sorduğunuzda aldığınız cevap sadece "yaz google!" ise şaşırmayın.
Evet arkadaşlar bu iş bu kadar basit aslında sadece merak etmekle başlamadımı zaten insanoğlunun bilimle teknolojiyle ilişkisiİş merak etmek ve öğrenmek istemekteProje dersleri yalan yok en korkulu derslerimizden biriydi bizim yani en azından benim öyleydi. Birilerine soru sorduğunuz için onları bıktırdığınızı düşünmenin ötesinde artık soru sormaktan bıkmış hale gelebiliyorsunuz çoğu zaman.

Benim sonuç olarak size söyleyebileceğim tavsiyeler sınırlı aslında tek bir cevap "yazın google !"

Aslında google dan reklam yapma parası almak gerek ya ben bana kazandırdıklarına bağışlıyorum :)Ben proje arkadasımla emlak sitesi yaptım Bildiğiniz Hürriyet emlak,Milliyet emlat gibi. Ve bence sizinde yapmayı düşündüğünüz projelerin örnekleri vardır. Örnek olan sitelere mutlaka üye olun bu size gerek tasarım gerek ilgin modüller eklemek adına yardımcı olur. En zor kısmı veritabanı gibi görünür başta ama takılmamak en önemlisi çünkü daha tasarımınız var. O nedenle temel tablolarınızı belirledikten sonra diğerlerini zamanlada ekleyebilirsiniz. Tasarım adına hazır templateleri örnek almanızı tavsiye ederim. Ne üzerine ise projeniz konuyu yazıp hazır template dediğinizde karşınıza örnek alabileceğiniz bir çok tasarım çıkar. örn: sağlık ile ilgili hazır template.
Veritabanını hallettiniz tasarımda tamamsa herşey yerli yerinde sadece belli başlı modüller kaldıysa (örn: üye girisi,arama modülü,uye kayıt modülü) proje bitmiş demektir. Çünkü bu kısımları hocanız derste en ince ayrıntısına kadar işleyecektir. Size kalan bu modülleri kendi projenize uyarlamak. Tabiki kopyala yapıstır seklinde değil. Tarifi belli olan bir yemeği bakmadan yapmak gibi. Bu işleme başladğınızda asıl projeye başlamışsınız demektir. Çünkü sıra hata düzeltmektedir. Ama bu da korkutmasın çünkü hocanız her problemde yanınızda :)

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*Tuğba Ayasun*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Alt Sınıflarıma Mektup

bu başlık altında fatih üniversitesi bilgisayar teknolojileri ve programlama bölümü 'nden mezun olan öğrencilerin, alt sınıflarına ithafen yazdığı mektupları bulacaksınız.

eğer siz bu bölümde öğrenci yada bu bölüme gelmek isteyen biri iseniz bu mektuplar size yazıldı. Hayatınıza yön vermenizde mektupların yardımcı olmasını dileriz.

eğer bu bölümden mezunsanız ve bende mektup yazmak istiyorum derseniz yazılarınızı değerlendiririz.

iletişim : zcetin[at]fatih.edu.tr

Tuesday 15 January 2008

Kelile ve Dimne - Beydeba




Eser Adı: Kelile ve Dimne
Yazar :Beydabâ -İbnü'l-Mükaffa
Tür :
Yayınevi: Şule Yayınları
Sayfa : 307
Ek özellik: Meb 100 Temel Eser , Doğu Klasikleri

Açıklama :


Kelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan üç-beş kitap arasındadır. Temel konusu ahlak ve siyasettir. Hükümdar ile aristokrat bir aydın arasında vuku bulması temenni edilen istişare sohbetleridir eserin özü. Otorite kaynağına yakınlık, uzaklık; otoritenin devamını sağlayan temel ilkeler; halk -hükümdar ilişkisi, hükümdar- vüzera ilişkisi, siyasi ihtiraslar, ehliyet, beceriklilik, ihanet; hile v.b. Konular kitap boyunca uzayan sohbetin temel mevzularıdır. (arka kapaktan )

Kisra'ya kitap hakkında yapılan tanım: Hint elinde hükümdarlık yapan bir padişahın hazinesinde bilgelerin yazdığı,alimlerin dizdiği,iyilere ilham kaynağı olacak türden bir kitap.

Kitap niçin hayvanlar alemine müracat ediyor : (mukaddime kısmında açıklama)
"... sözün dış yüzü halka ve ileri gelenlere eğlence olsun; iç yüzü ise seçkinlerin zekasına hitabetsin, onlara bir tür deneyim kazandırsın diye kitabı yırtıcı hayvanların, kuşların dilinden verildi!

Dialog iki hayvanın ağzından olmalıydı. Hayvanların konuşması eğlence ve mizah gibi görülecek oysa söylenenlerin muhtevası tam anlamıyla 'hikmet' olacaktı. Hakîmlikten nasibi olanlar hikmetlere kulak verecek, hayvanların mizahın sadece araç olduğunu anlayacaklardı. Cahiller ve sıradan insanlar ise iki hayvanın karşılıklı kelam eylemesine şaşırıp dikkat kesilecek, dinlediklerini eğlence sayarak 'asıl mazmunu' anlamaya gayret etmeyecek, eserin hedefini bilemeyeceklerdi". ( syf: 32)

bilinmesi gereken isimler:

Debşelîm: İskenderin Hint kralı Fevr'i yendikten sonra başa geçen yeni kral.

Debşelîm işlerini yoluna koyduktan, egemenliğini sağlama aldıktan sonra azdı, büyüklendi: çevresindeki hükümdarlarla savaşıyor hep galip geliyordu. Halk ondan korkuyordu. Yönetimdeki gücü arttıkça ahâliyle alay etti, onları küçümsedi, en rezil işleri yaptı halkına... Kudreti çoğaldıkça şımarıklığı artıyordu. Bir zaman böyle devam etti. (syf 44)

Daha sonra Beydaba yı dinledi ve iyi bir kral oldu.

Beydebâ:

Debşelîm zamanında brahmanlardan bir bilege vardı: akıllı ahlaklı biriydi. Bilgisiyle ünlenmişti, her konuda oan başvurulurdu, adı Beydebâ idi.

Beydebâ hükümdarın halini düşündü, halkına çektirdiği cefayı düşündü; onu bu azgınlığından çevirmek, adalete yöneltmek içi kafa yordu. Öğrencilerini topladı ve seslendi:

- ...... Biz nahoş fiiller hükümdarlar tarafından işlendiğinde onları uyarmak,kıblelerini adalete ve iyiliğe çevirmek için yetişmiş, kendimizi bu günler için hazırlamışızdır! Bu hallere göz yumar ve görevimizi yapmazsak cahillerin gözünde onlardan daha cahil ve aşağı vaziyete düşeriz! bu yüzden başımıza hiç istemediğimiz belaların gelmesine engel olamayız!
................
Bir bilgeye yakışan ise başa gelmesi muhtemel müsibetlerden, bunların ağır neticelerinden korunmak; maksada ulaşmak için de korkulan şeyi bertaraf etmektir. Bilgelerden birinin taleblerine şöyle yazdığını işitmiştim:

-- Hayırsızlarla beraber yaşayan ,onlarla dost olan adam, riskli bir deniz yolculuğuna çıkan malum kimse gibidir. Bu yolcu neticede batmaktan kurtulsa bile kokulardan kurtulamaz. (syf 44-45)
................
Ben Debşelim ile yüzyüze gelmeye karar verdim gayrı.... (syf:47)

Beydaba kralın huzuruna çıkar, hikmetli sözlerini söyler ,Kral ilk önce bilgini hapse attırı sonra söylediklerini düşünüp ona tekrar söz hakkı verir ve onu veziri yapar. işler yoluna girip Debşelim Beydaba'nın öğütlerini yolunda bir kral olunca Byedebada'n bildiklerini bir kitap olarak yazmasını ister. Sonuçta bu kitap ortaya çıkar.

Berzeveyh:
Fars hükümdarı Kisra Anuşirevan'ın Hint elinde bulununan Kelile ve Dimne kitabını ele geçirme ve bir örneğini Fars diyarına getirmesi çin görevlendirdiği kişi.

Kisraya göre bu kişinin özellikleri şöyle olmalıydı: Bilgili,kibar,edebiyattan anlar,kâmil bir adam.Bu adam tüm erdemleri kişiliğinde toplamış,bilginler ve edebiyatçılar nezdinde mükemmel görülmüş olmalıydı. Ya yazıda ustalaşmış bir kâtip yahut tecrübelerle pişmiş olmalıydı o. Farsça'yı ve Hintçe'yi yazıda kullanabilmeli, ilme düşkün olmalı, edebiyatta yetenekli, tıp veya felsefede sürekli araştırma yapan biri olmalıydı. İşte bu vasıflara sahip biri getirmeliydi kitabı...

Böylece danışman ve vezirler huzurdan ayrılıp söz konusu nitelikleri taşıyan bir adam aradılar ve buldular... Bu adamın sîmâsı hoş,kafası doluydu. Kibar ve soyluydu. Herkesin bildiği, kabul ettiği bir mesleği vardı: hekim-doktordu. Bu genç Farsça ve Hintçe'yi bilen filozof Ezheroğlu Berzeveyh'di. O, iran doktorlarının ileri gelenlerindendi.

Kelile:
Akıllı,olgun,temkinli ve ihtirazsız bir kişiliği canlandırır.

Dimne:
Saraya ( aslan) yakın olmak isteyen aydın seçkindir.Her duruma müsait bir laf ( hikaye ) bulur.

Arslan huzurunda hayvanlar arasında zeki, bilgili, usul erkan sahibi iki çakal bulunmaktadır; Kelile ve Dimne adını taşıyan. ( syf: 111)



Yorum :
okumaktan çok büyk haz duyduğum, niye şimdiye kadar okumamışım dediğim kitaplardan biri.

gerçekten harika, mukakkak okunmalı.

beydeba'dan bilgenin nasıl davranması gerektiğini ( yanlışları göz yummamak, elden geleni yapmak ) öğrenmek gerek.

Debşelim'e bakarak nasıl yönetici olunmamalı ve nasıl olunmalıyı çıkarmak gerek. İlla hükümdar olmaya gerek yok. Herkes bir yerlerde bir şeyleri yönetiyor olabilir.